15 Apr
15Apr


Bilmiyorum farkında mısınız ama Türk futbol tarihinin en şanslı dönemindeyiz. Hem ŞAMPİYONLAR LİGİ hem de UEFA kupasında son 16 da iki takımımız var. Sezon başında söyleselerdi inanmazdık, fakat geldiğimiz noktada bu hayal gerçek oldu. İşte bütün sorunlarda bundan sonra başladı. 

Fenerbahçe ile başlayalım. Zor günlerden geçen, yakın tarihi ile maddi manevi hesaplaşan, her türlü eleştiriye çok hassas günler yaşayan takımımız. Rövanş maçını seyircisiz oynamaya mahkûm edilmiş, ciddi tribün geliri kaybetmiş ve bir hataya daha tahammülü yokken, o da ne; dışarıdan stada aydınlatma fişeği atılıyor ve maç dört dakika duruyor. Zaten seyircisiz oynama cezasını da benzer bir sebepten alan Fenerbahçe bakalım kendini ne olarak tanımlayan kişi veya kişilerce nasıl bir cezaya mahkûm edilecek. Maç ertesi radyo dinlerken şahit olduğum şey ise ayrı bir tez konusu. Sabahları Alem FM de program yapan sıkı bir Fenerbahçe taraftarı Nihat Sırdar yapılanı eleştirirken, bir yandan da gelen mesajları okuyordu. Gelen bir mesaj işin çığırından çıktığını gösteriyordu. Mesajda “O meşaleyi atan gerçek Fenerlidir neden eleştiriyorsun” diyordu.
Bir gerçek Fenerli yoktur Fenerbahçeli vardır, iki takım bir ceza daha alırsa maç sizin evin salonunda oynanmayacak tur atlama şansı senin ahmaklığın yüzünden yok olabilir demek isterdim ama ne mümkün. Benzerlerini Nihat söyledi. 

Yeter mi Türk futbolunu berbat etmeye? Yetmez. Gelelim Galatasaray’a: Sezon arasında zemini değişen sahayı yakından izleme şansı buldum. Esasen bu kadar teorik olmamada gerek yok. Arena da maç izleyen herkes bu saha zemini üzerinde bırakın futbolu, ayakta durmanın bile zor olduğunu anlar. Saha kaya üzeride yetişen yosunlar gibi. Çim cılız, zemin sert, birde kış şartları eklenince değmeyin keyfimize. Bu nedir arkadaş. El insaf. 

Nasıl yönetimlerle, taraftarlarla, alt yapılarla ve insanlarla mücadele ediyoruz. İçeride her maç yaşanan hakem faciaları, kanallarda ki kısır çekişmeler, asparagas haberler, holigan taraftarlar, çökmüş alt yapılar ve karşılığında kızarmayan yüzler, pişkince verilen cevaplar.


Hadi bakalım az kaldı biraz gayret iki takımımızda elensin BUNU DA BERBAT EDELİM… 

Son olarak bu gün kendi ağzından üç büyüklerden birinin başkanının yeni stat açıklamasını dinledim. Açıklamasında halkın kulübü olduğu için diğer takımlar gibi stadın tüm tribünlerinde loca olmayacağını, tribünlerden birini taraftar grubuna ithafen locasız yapılacağını beyan ediyordu. Kısa bir hatırlatma hem Galatasaray hem de Fenerbahçe’nin taraftar gruplarının oturduğu Pegasus ve Migros tribünlerinde loca yoktur. Mevcut stadınız yapılacak stadın yarısı kadar olmasına rağmen 2012 yılı Süper Final maçlarından birinde göle dönüşmüş ve maç ertelenmiştir. Bu kısır ve medyatik açıklamalar maalesef ne futbola nede takıma bir şey kazandırmayacaktır. Stada çivi bile çakmadan bu kadar itici açıklama yapılıyor olması akla bir tek şey getiriyor BUNU DA BERBAT EDELİM… 

YA SABIR, FESUPANALLAH…

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.