15 Apr
15Apr


Son zamanlarda futbol adına, ne izlediklerimden ne de okuduklarımdan haz alamıyorum. Sizde de aynı duygular hakimse yazdıklarıma şöyle bir göz gezdirin. 

Geçtiğimiz yıl, yani 2011-2012 sezonunu organize bir şekilde katleden şike muhabbeti ve akabinde Süper Kupa faciası ile başlayan süreci kısaca hatırlayalım. Şike tartışmaları, tutuklananlar, yargılananlar, transferi iptal olanlar, yurt dışına kaçanlar ve sonuç: tüm tutuklular dışarıda. O kadar tatava, kıl, tüy, yün kusura bakmayın hadi devam. Peki futbol tarihinde bir ilk ve son olan Süper Kupa? Sonuç: Trabzon'da ekilen nefret tohumlarının meyveleri ve sahaya atılan bıçak, şişe, sopa, meşale bir o kadar yabancı madde, kapatılan sahalar katledilen Türk futbolu. Son maç Kadıköy? Ateşe verilen stad, devrilen araçlar, polisle karşı karşıya gelen halk ve en kötüsü yaralılar, tutuklananlar, mağdurlar yani bizler. Ne kaybeden üzülebildi nede kazanan sevinebildi. 

Yeter mi bu kadar eziyet? YETMEZ, devam edelim…

2012-2013 sezonu. Saha kapatma cezaları, sadece bayan ve çocuklara açık yarısı boş tribünler, boş yere verilmiş kombine bilet paraları, mali açıdan batan ve transfer yapamayan köklü kulüpler, “başkanı çok başarılı olduğu için futbol federasyonuna başkan olanlar”. Süper lige çıkan yeni takımların oynayacak sahaları bile yok ve daha neler neler. Anlatılacak daha bir çok mali ve fiziki problem var ama el atan yok, PTT 1. liginden bahsetmiyorum bile durum ortada. 

Bu noktadan bakınca SÜPER TOTO SÜPER LİG iflas etmiş Yunanistan ligine, PTT 1. LİG Afrika liglerine benziyor. Milli takım dört maç bir galibiyet “Abdullah Hoca ve Selçuk” maceralarını daha önce yazmıştım tekrarlamıyorum bile. Azerbaycan bile kendi grubunda bizden daha iyi durumda. Görüldüğü üzere liglere sponsor olacak kimse bulunamadığı için devlet eliyle sponsorluklar yaratılıyor. ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI, SÜPER TOTO SÜPER LİG, PTT 1. LİG bu nedir arkadaş? 

Hadi bunlarda yetmez diyip devam edelim.

Bir kulüp taraftarısın, avuç dolusu para verip Lig TV almışsın, olmadı Digiturk play üyesi olmuş internetten izliyorsun yok oda olmadı gidip cafelerde, pastanelerde para verip maç izliyorsun. Şu ana kadar yazdıklarımı unut bana şimdi yazacaklarımın cevabını ver. İzlediğin maçlarda HAKEM triosunun “yahu kardeşim ne maç yönetti sıfır hata” dediğin maçı oldu mu? Cüneyt Hoca sözde Avrupa’nın en iyisi yönettiği Galatasaray maçı ve Engin? Fırat Hoca yönettiği Fenerbahçe maçı ve Caner? Halis Hoca yönettiği Fenerbahçe maçı ve Raul Meireles? Sadece bu üç maçı hatırlayın gerisini saymakla bitmez. 

Kırk yaşın üzerinde olanlar hatırlar, milli takım Avrupa’da oynar hakemler maçı katlederdi. Bir şekilde hak etsek bile maç kazanamazdık. Hakemler rakip takım forması giyse bu kadar çalışamazdı. Şu an izlediklerim bana o eski yılları hatırlatıyor. Bu nedir arkadaş, hakemsiz oynansa bu kadar karmaşa olmaz, olamaz. 

Kısa geçmişe baktığımızda Avrupa ve Dünya kupalarında başarılarımız bu karmaşa ve kavgalar yüzünden hayal oldu. Haluk Ulusoy dönemi sonrası rahmetli Hasan Doğan ile nispeten iyi giden futbol maceramız gizli eller, rant hükümdarları, kapital rekabet tarafından organize bir şekilde darmadağın edildi. Mahmut Özgener görevinden kibarca alındı şikeden sorgulandı, Mehmet Ali Aydınlar iki kez istifa etti ve bir daha dönmemek üzere gitti. Sonuç; Yıldırım Demirören başkan. Yeter arkadaş yeter, bu defa hakikaten yeter. İşe alırken bile bir insanın CV'sine bakarlar. 

Bu nedir arkadaş? Bu arada Merkez Hakem Kurulu'ndan başkan dahil bir isim söyleyene helal olsun. Bu kadar yanlışın içerisinde bir tanesi bile çıkıp “aga bu nedir “ demiyor, ne yüzlerini gören ne de seslerini duyan. 

Son olarak ne desek boş böyle gelmiş, böyle gider. Olan yine sana, bana, futbola aşık olana olur. Söylediklerimi es geçin, söyletenlere bakın. Yazık sana bana bu eziyeti yapana, yazıklar olsun buna alet olana.

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.