Başlarken…
Metropol Dergisi'nin değerli okuyucu kitlesi ile bir şekilde tanışmayı ve tanışmak için de, daha doğrusu, bu kaliteli dergide yazmayı bir süredir düşünüyordum.
Değerli dostum ve bu derginin yayın kurulu üyesi olan İşadamı Faruk Meydan Bey’in de vasıtası ve bu konudaki teklifi ile Musıkî ile ilgili olarak her ay bir yazı kaleme almaya çalışacağım ve bu görevden dolayı da mutluluk duyacağımı değerli okuyucularıma duyurmak istiyorum.
Bu sayıda, ilk defa, müzik ile ilgili bir sahifelik bir yazı kaleme alma konusunda dergi yöneticilerinden teklif aldıktan sonra, acaba nereden başlasam diye epeyce düşündüm. Müzik o kadar detaylı ve o kadar derin bir sanat ve bilim dalıdır ki; yıllarca yazmış olsanız dahi bu konuyu bitiremezsiniz. İşte bu düşünceler arasında dolaşırken bu ilk yazımız da Müziğin ana unsuru olan “Ses” ve farklı ses tonları ile ilgili bir şeyler yazmayı uygun buldum.
Bugüne kadar yaşamış, yaşayan ve yaşayacak olan milyarlarca insan birbirinden farklı ses tonlarına sahiptir. Bu, elbette, Yüce Allah'ın insanlara lütuf olarak bahşettiği büyük bir nimettir. Çünkü bu nimet vasıtasıyla insanlar arasındaki iletişim kolaylaşır, birbirlerini görmeseler bile seslerinden tanıyabilirler. Ayrıca insanların zevk alacakları şarkıları dinleyebilmeleri de ancak ses tonlarının farklı olması ile mümkündür.
İnsanlar dışındaki tüm canlıların sesleri birbirine benzeyebilir. Fakat insan sesi bunlardan farklıdır. Çünkü her insanın sesinin bir kimliği vardır. Kendi sesimiz, ailemiz ve tanıdıklarımızın sesleri sadece kişiye özgüdür. Hatta insan sesi o kadar özeldir ki, göremediğimiz halde telefonu açar açmaz karşımızdaki kişiyi 'merhaba' deyişinden bile tanıyabiliriz.
Peki, ses oluşumunda kullandığı organlar ve hava gibi etkenler aynı olmasına rağmen, her insanın sesi nasıl farklı olabilmektedir? Bu farklılığa neden olan ayrıntılar nelerdir?
Yüce Allah'ın insanlara bahşettiği çok özel bir nimet olan ses ve konuşma, çevre ile iletişim kurabilmenin, düşünceleri, sevinç, üzüntü gibi duyguları farklı ses tonları kullanarak anlatabilmenin tek yoludur. İnsan sesi, çok çeşitli tonlamalar meydana getirmesi ile bugüne kadar yapılmış tüm müzik aletlerinden milyonlarca defa daha olağanüstü bir yapı ve işleyişe sahiptir. Müzik aletlerinin zaman içinde eskimesi, bozulması ve her zaman bakıma muhtaç olmasına karşın, sesimiz bozulmadan, eskimeden, kendi bakımını sürekli kendisi yaparak, yaşadığımız süre boyunca bize hizmet eder.
Sesin Oluşumundaki Kusursuz Ayrıntı
Sesin oluşabilmesi için gırtlaktaki kaslar, dil, dişler, damak, dudaklar gibi pek çok organ ve hava birbiri ile mükemmel bir uyum içerisinde çalışır. Eğer böylesi bir organizasyon olmasaydı konuşmak istediğimiz zaman ortaya anlaşılmaz ve rahatsız edici bir gürültü çıkardı. Bu organizasyonu mümkün kılan ayrıntılar şunlardır:
Ses Tellerindeki Ayrıntı
- İnsan sesini oluşturan en önemli organlar, ses telleri ve onların bağlı bulunduğu kaslardır. Bunlar gırtlağın içindeki ses kutusunda bulunan mukus tabakası ile kaplı bir çift kastır. Gırtlağın ön kısmında halka biçiminde olan kalkansı kıkırdakların arkasında yer alır.
- Sesin üretilebilmesi için V şeklindeki ses tellerinin II şekline gelmesi gerekir. Ancak eğer birbirlerine çok yaklaşırlarsa veya yeterince gergin değillerse ses kalitesi düşer. Hatta konuşma gerçekleşmez.
- Ses tellerinin boyu, sesin kalınlığını belirler. Ses teli ne kadar uzun olursa, ses o kadar ince çıkar. Kadınların erkeklere oranla daha ince sesli olmalarının temelinde yatan neden de budur. Çünkü kadınların ses telleri erkeklerin ses tellerinden daha uzundur.
- İnsan dışında hiçbir canlının sesini dinleyerek onun cinsiyeti ayırt edilemez. İnsan ise bu açıdan farklıdır. Konuştuğumuz insanı görmesek bile ses tonundan onun kadın mı yoksa erkek mi olduğunu hemen anlayabiliriz. Bu elbette Yüce Allah'ın insanlara bahşettiği çok özel bir ayrıntıdır.
Ses tellerinin ses çıkarabilmesi için aralarındaki mesafe, uzunluk, gerilim gibi birçok özelliğin çok ince düşünülmesi ve hesaplanması gerekir. Sadece ses telindeki bu ayrıntılar düşünüldüğünde bunların tesadüfen geliştiğini iddia etmek elbette imkânsızdır. Ses telleri, bunların titreşimi gibi birçok ayrıntı, Yüce Allah'ın üstün aklı ve her şeyi bir ölçü ile yaratmasının en güzel delilidir. Yüce Allah bu gerçeği bir Kuran ayetinde şöyle haber vermiştir:
O'nun katında her şey bir miktar (ölçü) iledir. (Ra'd Suresi, 8)