15 Apr
15Apr


Aslında bu sayımızda geçen sayımızda ele almış olduğumuz süt ve sağlık ilişkisini anlatmaya devam etmeyi planlamıştık.

Ancak geçtiğimiz günlerde kamuoyunu oldukça meşgul eden ‘Okul Sütü’ projesinden ve konu ile ilgili gelişmelerden sıcağı sıcağına bu sayıda bahsetmemiz gerektiğini düşündük.


Hepimizin de bildiği gibi insan sağlığı açısından vazgeçilmez besinlerin başında süt ve süt ürünleri gelmektedir. Ülkemizde tüketilen içecekler arasında ne yazık ki sütün payı % 9, kişi başına yıllık içme sütü tüketimi ise sadece 26 litredir. Bu değer gelişmiş ülkelerde 80-85 litrenin üzerindedir. Süt tüketimi azlığından kaynaklanan hastalıklardan bireylerin korunabilmesi ve sağlıklı beslenebilmeleri için düzenli olarak süt tüketilmesi gerekmektedir. 

Dünyada 50’ yi aşkın ülkede yıllardan beri adeta yasal bir zorunluluk olarak uygulanan ‘Okul Sütü Programı’, çocuk yaştan itibaren süt içme alışkanlığının kazandırılması ve sağlıklı nesiller yetişmesi açısından oldukça önemlidir.  29 Eylül Dünya Okul Sütü olarak kutlanmaktadır, ancak bu gün pek kimse tarafından bilinmemektedir. Ayrıca 21 Mayıs’ın da Dünya Süt Günü olduğunu hatırlatmakta fayda var. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 1997 yılında karar almış ve ilk kutlamayı 2000 yılında yapmıştır. Aynı şekilde Dünya Sağlık Örgütü de (WHO) ‘Okul Sütü Programını’ desteklemektedir.‘ Okul Sütü’ programları sayesinde Danimarka’ da toplam süt tüketiminde %40, Çin’ de 3 yıl içinde 3 kat, Portekiz’de 1 yılda 2 kat artış sağlanmıştır. Uygulamanın yapıldığı ülkelerde çocukların boylarında uzama kaydedilmiş, okula devam ve zihinsel aktivitelerde olumlu yönde belirgin değişiklikler gözlenmiştir.  

Yukarıda da anlatmaya çalıştığımız gibi okul çağı çocuklarına süt içme alışkanlığı kazandırılması amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı işbirliğinde Ulusal Süt Konseyinin de desteği ile geçtiğimiz ay ‘Okul Sütü Akıl Küpü’ projesi Türkiye genelinde hayata geçirilmiştir. Aslında ‘Okul Sütü Projesi’ bizim ülkemizin gıda sektörünün pek de yabancı olmadığı bir proje. Çünkü uzun süreden beri gerek üreticiler ve gerekse sanayiciler süt piyasasında denge sağlanması, sütte yaşanan arz fazlasının önüne geçilmesi ve dünya genelinde oldukça geride olan süt tüketimini uzun vadede artırmak amacıyla devlet eliyle okullarda süt dağıtımı desteklenmekte idi. Bu maksat ile yapılan ihaleler sonucunda, 2 Mayıs 2012 tarihi itibari ile Türkiye genelinde her gün 7.2 milyon öğrenciye 200 mililitre UHT süt dağıtımına başlandı. 

Yıllardır gündeme gelen ‘Okul Sütü Projesi’, nihayet bu yıl devlet tarafından yeniden ve daha büyük boyutta tekrar uygulanmaya başlanmıştır. Çocukların sağlıklı beslenmesi, ihtiyacı olan proteini alması ve sağlıklı nesiller yetiştirilmesi için çok önemli bir proje.  Ancak pek çok açıdan son derece olumlu yanları olduğundan emin olduğumuz bu projede, sütlerin okullarda dağıtımına başlandığı ilk günlerde yurt genelinde ve değişik illerden, çocukların sütleri içtikten sonra rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldıkları haberleri gelmeye başladı.  İlk haberler çocukların sütten zehirlendiği yönünde idi. Ancak ilerleyen süreçte Sağlık ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının birlikte oluşturdukları Ortak Bilim Kurulunun yapmış olduğu incelemeler sonucunda süt örneklerinde zehirlenmeye neden olabilecek her hangi bir bulguya rastlanmadığı, çocukların süt içtikten sonra karın ağrısı ve gaz şikayeti ile ortaya çıkan rahatsızlığın sütten etkilenme olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde idi. Sütten etkilenme ise ‘Laktoz İntolerans’ adı verilen ve özellikle süt içme alışkanlığının fazla olmadığı toplumlarda görülen bir tür sindirim rahatsızlığı olarak tanımlanabilir. Çünkü süt tüketim alışkanlığının olmaması sonucunda sütte bulunan şekeri (laktoz) parçalayacak sindirim enzimi (laktaz) süreç içerisinde vücutta kaybolmakta ve süt içildikten sonra bu enzim yoksunluğu yukarıda bahsettiğimiz problemlere yol açmaktadır. Ayrıca bahsi geçen Ortak Bilim Kurulunun raporunun bir bölümünde “Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan Türkiye’ de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Projesi’ araştırma verilerine göre; 6-10 yaş grubunda süt içmediklerini ifade edenlerin oranı % 11 olarak bulunmuştur. Çocukların ancak % 30’ u düzenli olarak süt içtiklerini ifade etmişlerdir “ . Bahsi geçen ve raporlanan bu değerler oldukça dikkat çekicidir.Son derece yerinde bir uygulama olarak gördüğümüz bu projenin bu öğretim yılına ilişkin ilk uygulamasında edinilen tecrübeleri ve yaşanan aksaklıkların giderilerek yeni öğretim yılında ve sonraki yıllarda da uygulanmasının, çocuklarımızın düzenli süt içme ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması açısından çok önemli olduğunu düşünmekteyiz. 

 Emeği geçenlere bir defa daha teşekkürler.... 

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.