Yaşın ne olursa olsun insan anne ve babasının yanında hep küçüktür, onların göstereceği yol ya da son noktada söyleyecekleri söz sizi rahatlatır, sanki sorumluluğu üstünüzden alır. Benim için de hep böyle oldu babam... Hep benim isteklerime olumlu yaklaştı. Benimle bir arkadaş gibi oldu. Hep doğruyu, dürüstlüğü, saygıyı, sevgiyi öğretti. Çok konuşkandı taa ki felç geçirene kadar. Sustu... Gözleriyle anlatmaya, işaretle ifade etmeye başladı. Benim için bir yıkım oldu adeta bu yalnızlık…
Son sözü söyleyecek kişinin olmaması anlamına geliyordu ama takdir tecelli etmişti, yapacak bir şey yoktu. İlk felç geçirdiğinde hastane odası içinde gözümde bir dev, bir dağ, bir çınar misali bir insan başında sabahladığım geceler uyanınca karşımda Akyokuş Dağı içerde babam ve sessiz sessiz tahammülü bittiği son nokta ve söylenen sözler, yazılan dizeler, hatıralar, umutlar ne dersen de işte o anın dizeleri;
Şu dağların ardı bağlar
Evde anam bacım ağlar
Bu dertler beni dağlar
Sen üzülme bu da geçer
Sen üzülme bu da biter
Aslan babam, yiğit babam.
Şu dağların ardı kardı
Yuvamızı hüzün sardı
Ardımda hep babam vardı
Sen üzülme bu da geçer
Sen üzülme bu da biter
Aslan babam, yiğit babam.
Şu dağları aşabilsem
Çağırsan da koşabilsem
Konuşsan da duyabilsem
Sen üzülme bu da geçer
Sen üzülme bu da biter
Aslan babam, yiğit babam.