Tabi ki günümüzde en zor bulunan gerçek dostluklardır, diğer arkadaşlıklardan bolca var menfaat dostluğu: sahte, göstermelik, geçici, hedefe ulaşma amaçlı gibi...
Gerçek dostluklar hep yüreğimi sızlatmıştır, onlar her türlü kederde, ızdırapta, acı günlerde bir olurlar bütün yürekleriyle acıları paylaşırlar, onların beklentileri yoktur, birbirlerine teslim olmuşlardır. Yüce peygamberimiz; “Helal kazanç ve gerçek dostluk kıyamet yaklaştıkça zor bulunacaktır.” buyurmuştur. Bu konunun bu kadar önemli olduğunu bildiğim için bir gün iki can dostun birbirine kırıldığını öğrendim, oysa senelerini birbirine adamış iki insanın bu hale gelmesi benim için kabul edilir bir şey değildi. Birebir konuşmalarında kırgınlıklarının önemli bir gerekçesi yoktu. ‘‘Sen şunu dedin’’, ‘‘sen de şunu’’ gibi belli ki şeytan girmiş araya ya da nazara gelmişler. İkisini bir araya getirip kucaklaştırmak bizlere düşer ve onu yapıp ikisini bir araya getirdim. Hiç konuşmamalarını sadece yazdığım şiiri dinlemelerini istedim ve okumaya başladım.
Herkes başka yerlerde dururdu biz bir tarafta
Kimler geldi geçti biz buluştuk hep aynı safta
Nasıl da kıydın sormadan taktın boynuma yafta
Kıyamam sana sen de bana kıyma gardaş
***
Birlikte hem varlık gördük hem de yokluk
Unutma dostum biz tanıştığımızda çocuktuk
Bazen koştuk, bazen coştuk belki de yorulduk
Kıyamam sana sen de bana kıyma gardaş
***
Ekmeğimizi hiç tereddüt etmeden bölüştük
Herkes aylarca görüşmedi biz her gün görüştük
Bazen de çok sevgiden olsa gerek küsüştük
Kıyamam sana sen de bana kıyma gardaş
***
Bazen görünüşte küstük bazen barıştık
Çoluk çocuk hep birbirimize karıştık
Gün geldi birbirimize sarılıp ağladık
Kıyamam sana sen de bana kıyma gardaş.
Gerisi malum duygular coştu gözler yaşardı. İki arkadaş kucaklaştı ve bizlerin arzu ettiği mutlu son gerçekleşti.
Şu kısacık ömür kavga etmeye, küsmeye değer mi?