04 Mar

Değerli okurlarım, 

Bu ay ki yazımda sizlere firmalarda kurumsallaşma üzerine bazı tecrübelerimi  paylaşmak istedim. Kurumsallaşan firmalar, geleceğin firmalarıdır, uzun ömürlüdür, kalıcı ve rekabete açık firmalardır. Değişen global dünyada firmalar, kurumsallık yönünde ilk adımını atmalıdırlar. 

Firmalarımız hızla gelişen dünyaya ayak uydurmak durumundadırlar... Çağımıza ayak uyduramayan firmalar büyüyemezler, gelişemezler, piyasaya ayak uyduramazlar. Sadece ‘patron ne derse o olur’ mantığında çalışan firmalar bir gün yok olmaya mahkumdurlar. Büyüyemez, gelişemez ve sürekli aynı yerinde sayarlar.

Türkiye de birçok firma ‘patron mantığı’ ile yürütülmektedir. ‘Patron mantığı ‘ demek piyasanın durumunu gözetmeden sadece benim dediğim olur mantığı güden patronlar için geçerlidir. Maalesef piyasa da bu tarz patron çok fazla. Bazı patronlarımız sanatkarlıktan gelmiş çok iyi bir sanatkar ama ticaret mantığı yok denecek kadar az. Biz Türk vatandaşı olarak burayı anlayamıyoruz veya işimize gelmiyor eski alışkanlığımızı yıkamıyoruz, bırakamıyoruz. Bir patron olarak kendimizi geliştirmek zorundayız. Bunu başarmalıyız ve işin en püf noktası da burasıdır. Günümüz teknolojisine ayak uydurmak zorundayız. Eski düzen babalarımızdan gördüğümüz kara düzen fikirler artık bitti. Firmanın büyümesi için yeni fikirler, yeni projeler ve yeni yönetim şeklini geliştirmek gereklidir. Sadece ‘ben bilirim’ mantığını gütmemeli ve hatta bu fikirden uzak durulmalıdır. Değişime ayak uydurmalıdır. 

ÜRETİCİ VE TİCARET MANTIĞI FARKLI ŞEYLERDİR 

Bazı patronlarımız firmasının cirosunu, çalışan sayısını, kimin ne kadar maaş aldığını bile bilmemektedirler. Bu şekilde firmayı yönetmekte ısrarcı olmaktadır. Tüm işleri tek başına halletmeye çalışmaktadır ve firmayı büyütememektedir, çünkü onun kafası yarın yapacağı imalattadır. Yarın ne yapabilirim? Demiri, çeliği nerden alırım? Ne kadar hammadde kullanabilirim ? Kaç günlük evrak veririm?  Gibi işleri tek başına düşündüğü için yönetimi düşünecek zamanı yoktur.

Bu şirket ne kadar başarılı olur? Sizlere soruyorum. Dünyada böyle bir mantık yok! Firmamızı ve kendimizi dünya standartlarına uydurmak zorundayız. Bırak kardeşim , alım satım müdürün senin hammadden için birkaç firmadan teklif alsın, en cazip koşulları sunan yerden alım yapsın, ödeme durumuna finans departmanın karar versin, satış durumuna satış müdürün yön versin. Sen bir patron olarak sadece karar mercii ol. Hangi ürünü nerede ve ne zaman üreteceğine karar ver. Diğer işler kendiliğinden yürür. İşlerinin profesyonel beyinlerin yardımıyla daha da iyi işleyecektir. Her birim üzerine düşen görevi yerine getirecektir. Biz patronların işi görev vermek ve bu doğrultuda profesyonel ekiplerden verilen görevi en iyi şekilde yapmasını beklemek ve kontrol etmektir. Her işe tek başımıza koşmamız mümkün değildir. Bu sebeple ilgili departmanları oluşturmak kurumsallaşmanın bir başlangıcıdır.

Sevgili okurlarım ve Patron dostlarım, 

Sizlerden rica ediyorum mutlaka kurumsal mantığı öğrenin ve cesaretle uygulayın ve kurumsallaşın. Bundan çok memnun kalacaksınız. Kurumsallaşmanın firmanıza faydalarını sizlere tek tek yazıyorum: 

1-Zamanı daha verimli kullanma ve zamandan kazanma ( elemanı yeteneğine göre uygun departmanda daha verimli çalıştırmak). 

2-Az ve öz personel ile daha çok iş ( iş karmaşasının yaşanmaması ve kontrol aşamasında direk yetkili personelle iletişim sağlama, işin elden ele dolaşmaması ). 

3-%100 verimlilik ( yapılacak her işin hesabının yapılması). 

4-İyi bir üst yönetim kadrosu ( konusunda deneyimli otoriter birini yönetime seçmek).

5-Yönetime yetki verme ve yeri geldiği zaman yetkilerini kullanma izni verilmesi ( yönetimin aldığı karara patron dahil herkesin uyması). 

6-Personel mesai saatleri ve fazla mesai ( yönetimin personel mesai saatlerini ayarlamalı fazla mesaisi varsa personele ödemesi yapılmalı ). 

7-İyi bir muhasebe programı kullanmak (günlük kayıtların doğru işlenmesi ve sonucunda doğru raporlamaların yapılması, kar/ zarar analizlerinin yapılması için önemlidir). 

8-Bilgi işlem ağının güçlü olması (ağ alt yapısı olmalı, varsa şubeler aynı ağda yer almalı, herkes ortak kullanmalı). 

9-Personel yıllık izinleri ayarlanmalı (personeli yıllık izinleri verilmeli daha fazla iş üretmesi için morali yüksek tutulmalı). 

*Personel maaşları zamanında ödenmeli, personel zamları uygun dönemlerde yapılmalı. 

10- Aileden bir kişi yönetime girmeli ( şirket içerisinde aileden bir kişi varsa yönetime alınmalı ama kendini yetiştirene kadar tam yetki verilmemeli ). 

11-Rakiplerine göre rekabet edecek fiyat politikaları üretmek ( iyi bir kadro oluşturmak yetki vermek aldığı kararlara saygı duymak, piyasa araştırması yapmak). 

12-Ar-Ge birimi kurmak ( genç beyinlerden oluşan iyi bir takım kurmak, tüm piyasayı araştırmak ). 

13-Hammadde alımlarında Pazar araştırması yapmak dünya fiyatlarını takip etmek ( yetki verilen kişiler iyi araştırma yapmalı, bilgili ve tecrübeli olmalıdır). 

14- Profesyonel bir satış ekibi kurmak ( satış ekibi firmayı iyi tanımalı, satışını yapacağı tüm ürünler hakkında çok iyi bilgi sahibi olmalı, satış ekibi sürekli eğitim almalı ).

15-Evrakların tanzimi ve arşivlenmesi (görevinden sorumlu kişiler evrakları çok iyi tanzim etmelidir, İyi bir arşiv yapılmalı, herhangi bir evrak aradığında anında bulunmalıdır). 

16-Çalışan personele özel organizasyonlar yapılmalı, personel aileleriyle birlikte birbirleriyle kaynaştırmalı (bu toplantıya aileleri ile birlikte katılımları sağlamak ve moral gecesi niteliğinde olmalıdır). 

17- Personele eğitim verilmesi (iş bilgisi, piyasa durumu, iş ahlakı, uyumlu çalışma gibi). 

18- Kalifiye olan elemanlara yetki ve terfi verilmesi (üst makama terfi ve maaşına zam yapılması onu onore edecektir.) 

19-Personelin zaman zaman sıkıntılarını dinlemek, çözüm bulmak firmaya güvenini arttırır (şirket patronları zaman zaman elemanlarla sohbet etmelidir onların sıkıntılarını dinlemelidir). 

20-Patronlar elemanlara güvenmelidir (firmaların sağlıklı yürümesi veya yürütülmesi için karşılıklı güven şarttır). 

PATRON BABA YARISIDIR ŞEVKATLİ VE HOŞGÖRÜLÜ OLMAK GEREKLİ 

Benim hayat anlayışıma göre ‘patron baba yarısıdır’. Bize anne ve babalarımız böyle öğretti. Şu anda 52 yaşındayım, şahsım olarak bu kuralları uyguluyorum çalışanlarımdan son derece memnunum. Tabi ki bu karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörü çerçevesinde oluşmaktadır. Personel firmanın gücüne güvendiği kadar patrona da güven duymalıdır. Patron olarak zaman zaman bir baba gibi sohbet etmeli onların sıkıntılarını dinlemeli, gerekirse onlara destek olmalıyız. Personelimizin kafası meşgul olur ise kendisini işine veremez verim düşer, bu da işimizin aksamasına sebep olur. Personelin mutlu ve huzurlu çalışabileceği ortamı hazırlamalı ve ona yaptığı iş konusunda sonuna kadar güvenmeliyiz. Personelimizden maddi ve manevi desteğimizi esirgememeliyiz. 

DESPOT PATRON MANTIGI BİTTİ ARTIK 

Bazı patronlarımız çok despot davranıyorlar. Bu da çalışan personelin motivasyonunu bozmaktadır. Personelimizin işe olan şevkini kırıyor. Personelimiz hata yapmış olabilir, hatayı tekrarlamaması için uyarılmalıdır. Kırıcı ve incitici davranılmamalıdır, hoşgörülü ve sevecen olunmalıdır. Bu şekilde davranmanız durumunda emin olun ki personelimiz bir daha aynı hatayı yapmayacaktır. Hata yapılmasını engellemek için personele sürekli eğitimler verilmeli, sürekli bilgilendirilmelidir.

ADALETLİ DAVRANMAK GEREKLİ 

Kurumsallaşmış firma olarak tüm personelimize eşit davranmak zorundayız. Eskilerin bir atasözü vardır ‘SEZARIN HAKKINI SEZARA VERMELİDİR’ diye bizlerde bunu yapmalıyız. Herkese hak ettiğini verirsek hem biz hem onlar kazanır, herkes işine dört elle sarılır. Kendini güvende hisseder, daha verimli çalışır. Herhangi bir firma da değil kendi firmasında çalışıyormuş gibi gönülden, yürekten kendini işine vererek çalışır. 

Sevgili okurlarım, bende bir patronum yazdıklarımı yaptım, uyguladım firmalarım büyüdü, gelişti, personelimde hayatından memnum. Zamanında maaşlarını alıyorlar, herkesin alım gücü var. Çocuklarını güvenle okutuyorlar, şahsi araçları var, birçoğu kendi evini aldı... 

Allah ağzımızın tadını bozmasın. Herkesin işi rast gitsin.

YENİ TİCARET KANUNUNDAKİ DEĞİŞİKLİKLERİ İYİ TAKİP ETMELİDİR 

Türk ticaret kanunda sık sık değişiklikler yapılıyor her geçen gün esnafın, sanayicinin ve firmaların üzerine biraz daha yük biniyor yeni çıkan kanunları iyi takip etmeliyiz. Her firmanın mutlaka işlerini yürüten bir avukatı olmalıdır. Günlük değişen kanunlarla ilgili bizlere bilgi vermelidir. Örneğin yeni çek kanunu çoğu esnafı zor durumda bıraktı. Tahsilat işlemleriyle ilgili yeni kanunlar dikkate alınmalıdır. 

YENİ TEŞFİKLER YAPILACAK YATIRIMLAR İÇİN DEVLETİN DESTEGİ ALINMALIDIR 

Devletimiz yeni yapılacak ciddi yatırımlar için iyi derecede teşvikler vermektedir. İyi takip etmeli ve firmamız için uygun olan teşviki kullanmalıyız. İşimizi daha da büyütmek ve geliştirmek için her türlü teşvikten yararlanmalıyız. Gerekli fizibilite raporları hazırlanmalı ve destekler uygun yerlerde kullanılmalıdır. 

Sevgili okurlarım  ve Patron dostlarım,  benim yazımı okuduğunuz için hepinize sonsuz teşekkürler ve saygılar sunuyorum

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.