Bu ayki yazımda hepinizin muzdarip olduğunu düşündüğüm bademcik hastalıklarından bahsedeceğim. Bademcikler boğazımızın hemen girişinde yerleşim gösteren bir çift lenfatik organdır. Bu lenfatik organlardan boğazımızın girişinde, genzimizde ve dil kökümüzde bulunur. Bunların her birinin kendine ait enfeksiyonları ve hastalıkları vardır. Ancak en sık problem oluşturan iki lenfoid doku boğazımızda yerleşmiş olan bademcikler ve genizde yerleşim gösteren lenfoid dokulardır. Lenfoid dokular ve lenf bezleri vücudumuzun savunma organlarıdır. Dış ortamdan vücudumuza giren mikroorganizmaların, antijenlerin ve tüm yabancı maddelerin yok edilmesi için oluşturulan bir kalkandır. Ağız ve burun dış ortama açık olan organlardır, dolayısı ile dış ortam ile beslenme ve nefes alıp verme esnasında mikroorganizmalar ve diğer zararlılar çok kolaylıkla savunma organlarında hastalık oluşturabilmektedir. Hastalıklarının büyük kısmını viral enfeksiyonlar oluşturmaktadır. Viral ajanlara bağlı ortaya çıkan enfeksiyonlarda tablo daha hafiftir. Boğazda ağrı, yutkunma güçlüğü, boğazda gıcıklanma, yutkunurken kulağa vuran ağrı ve boyunda ağrılı lenf nodları en tipik şikayetlerdir. Hastaların genel durumları çok bozuk değildir ve yüksek ateş genellikle görülmez. Viral enfeksiyonlara bağlı ortaya çıkan hastalıkta bol ılık su tüketilmesi, pastiller ve gerekirse ağrı kesicilerin kullanılması yeterlidir, bu hastalığın tedavisinde antibiyotiğin yeri yoktur.
Hepimizin çekindiği hastalık ise bakteriyel enfeksiyonlardır. Etken en sık beta mikrobu olarak da bilinen A-grubu beta hemolitik streptokoklardır.
Daha ağır olarak seyreden bu hastalıkta aynı şikayetler çok daha ağır seyreder, hastaların yüksek ateşi ve genel durum bozukluğu vardır.
Bu hastalıktaki etken ajan penisiline duyarlı olsa da gittikçe penisilin direnci artmaktadır, ağızdan alınan penisiline dirençli antibiyotiklerle tedavi edilmektedir. Hastaların tedaviye cevabı en erken 48-72 saatte ortaya çıkmaktadır. Bu hastalık mutlaka tedavi edilmesi gerektiren bir hastalıktır ve sanılanın aksine çok da masum değildir. Tedavi edilmeyen ya da eksik tedavi edilen bademcik enfeksiyonları çocuklarda eklem veya kalp romatizmasına, böbrek hastalıklarına, kanda enfeksiyonun yayılmasına yada boyun apselerine yol açabilmektedir. Hastalığın tanısını koymak için boğaz kültürü gerekebilir. Tedavi süresi 7-10 gün olmalıdır. Bademcik enfeksiyonları tekrarladıkça artık bademciklerin yapısı değişmeye başlar. Üzerindeki girintiler derinleşir, nedbe dokuları gelişerek kanlanması azalır ve bademcik dokusu genellikle büyür. Artık bu derinleşen girintiler içerisinde yiyecek artıkları ve epitel döküntüleri birikir, bu bölgedeki kanlanma da azaldığı için verilen antibiyotikler bademcik dokusuna yetersiz oranda geçer. Hastalık yapıcı mikroorganizmalar bu bölgede yani bademcikler içerisinde bekler, vücut direnci düştüğü anda bekleyen düşmanlar hemen hastalık oluşturur. Hastalıklı ve iyileşme dönemleri bir kısır döngü şeklinde devam eder. Bu aşamadan sonra çocuklar sık hasta olurlar, büyüme ve gelişmeleri etkilenir. Büyüyen bademcikler ağzı açık uyuma, horlama, geceleri solunum durması, huzursuzluk gibi şikayetlere neden olur. Koruyucu iğnelerin etkinliği tartışmalıdır ve ancak bademcik enfeksiyonu sonrası gelişen eklem romatizması yada kalp romatizması durumunda önerilmektedir. Diğer durumlarda sadece hastalıktan korumak için koruyucu iğne tedavisi güncel bilgilerimiz doğrultusunda gereksizdir. Kesin olmamakla birlikte son bir yılda 6 yada daha fazla, son 3 yılda 4 yada daha fazla bademcik enfeksiyonu geçirme, apse oluşması yada solunumu tıkayıcı bademcik büyümesi tonsillektomi dediğimiz bademcik alınmasına aday hastalardır. Bademcik ameliyatları çocuklarda genel anestezi altında uygulanması önerilmektedir.
Sık enfeksiyon geçirenlerde bademciklerin tamamının alınması, sadece büyük olanlarda ise bademciklerin küçültülmesi günümüzde kabul edilen cerrahi yöntemlerdir. Bademcik ameliyatları lazer, plazma, koter yada soğuk cerrahi enstrümanlar ile yapılabilmektedir. Tüm yöntemlerin etkinliği birbirine eşittir. Her cerrahinin olduğu gibi bu cerrahinin de bazı komplikasyonları vardır. En sık gördüğümüz problem kanamalardır. Bu bölgenin kanamaları cerrahi esnasında durdurulmasına rağmen, hasta uyanırken yada uyandıktan sonra yutkunurken, beslenirken, öksürür yada hapşırırken durdurulan bölgelerden kanamalar ortaya çıkabilmektedir. Kanamalar genellikle ilk 24-48 saat içinde meydana gelir. Bademcik alınan bölge nedbe dokularına bağlı olarak beyaz aynı enfeksiyon geçiriyormuş gibi görünür ki bu normal bir görüntüdür. Bu yara kabukları dökülürken geç kanamalar da nadiren görülebilir. Hastalarda ses değişimi hemen hemen her zaman olmaktadır ancak bu değişim hastanın normal sesine dönüş şeklinde olmaktadır. Geniz eti ve bademcik ameliyatları dünya üzerinde en çok yapılan ameliyattır ve bir yüzyıldan fazladır uygulanmaktadır. Geniz eti ve bademcik alınması ileriki dönemlerde herhangi bir hastalığa neden olmaz. Modern cerrahi teknikler hastaların tüm yapılarını koruyucu özelliktedir ve kronik farenjit dediğimiz geç komplikasyonlar da nadiren oluşmaktadır.
Yaz döneminin başladığı şu güzel günlerde rahatça dondurmanın yenilebildiği, enfeksiyonsuz günler diliyorum.