Yemek yemek, hepimizin en çok keyif aldığı, beslenmek ve hayatta kalmak için temel gereksinimimiz olan bir eylemdir. Yutmanın gerçekleştirilebilmesi için sağlam bir dudak, dişler, yumuşak damak, sert damak, tükrük bezleri, gırtlak ve yemek borusuna ve bunları kontrol eden sinir ve merkezlere ihtiyaç vardır. Gıda ağza alındığında dişler tarafından öğütülerek, dil ile birlikte tükrük ile karıştırılır ve yutmaya hazır hale getirilir. Gıda dil köküne doğru istemli olarak ilerletilir ve yutmanın otomatik istemsiz fazı başlar. Gırtlak yukarı doğru çıkar, hava yolu kapatılır, yemek borusu açılır ve gıdalar dil kökü arasında sıkıştırılarak yemek borusuna iletilir ve yemek borusundaki dalgalar ile mideye ilerletilir. Aslında hiç farkında olmasak da günde ortalama 6.000 defa yutkunuyoruz ve her yutma esnasında bir kaşık suda boğulma riskimiz var.
Yutma bozuklukları her yaş grubunda görülebilse de nörolojik hastalığı olan çocuklar ve yaşlılar daha çok risk altındadır. Özellikle sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonu geçiren hastalarda, beslenme esnasında öksürüğü olan hastalarda mutlaka akılda tutulması gereken bir hastalıktır. Yeni doğanlarda ani bebek ölümlerinden sorumludur. Boğazda yemeğin takılması, yeme esnasında öksürük olması, özellikle sıvı gıdaların gırtlağa kaçması, yedikten sonra kusma, ağızda kötü kokunun olması, katı gıdaların alımında güçlük, yediklerin burundan gelmesi şikayetlerden bazılarıdır.
Gırtlağın en önemli görevi nefes alıp verme esnasında hava yolunun açıklığının sağlanması, beslenme esnasında ise hava yolunun koruma altına alınarak gıdaların yemek borusuna geçişini sağlamaktır. Gırtlak kabaca yemek ve solunumu düzenleyen bir tren makasına benzetilebilir. Gırtlağı kontrol eden sinirlerde felçler, gırtlak, dil veya damak kanserleri nedeni ile yapılan cerrahiler, enfeksiyonlar veya doğuştan anormallikler yutma bozukluklarına neden olmaktadır. Bazı hastalarda öksürük refleksi olmadan da yiyecekler akciğerlere kaçabilmektedir. Buna gizli aspirasyon denir ki biraz daha önemli bir problemdir. Yutma bozukluğu olan hastaların endoskopik olarak yutmalarının değerlendirilmesi ve yutmayı gösteren özel fluoroskopik uygulamalarla incelenmesi gerekmektedir. Bu yöntemler hem tanıda hem de tedavide kullanılmaktadır. Tanısı konulan hastalara yutma değerlendirmesi altında özel manevralar, egzersizler yaptırılarak veya cerrahi düzeltmelerle yutmasının gerçekleştirilmesi sağlanmaya çalışılır. Hastaların büyük kısmında bu başarılabilirse de gerektiği durumda burnundan, ağzından yada karından hortum takılarak hastanın beslenmesi sağlanır. Yediklerini akciğerine kaçıran bir hastanın ağızdan beslenmesi engellenmelidir. Çocuklarda yada yatalak hastalarda ve beslenme problemi olan hastalarda en çok yapılan yanlışlar hastaların yatırılarak beslenmesi ve diyetin daha sıvı olarak hazırlanmasıdır. Aslında sanılanın aksine kıvamlı gıdaların beslenmesi daha kolaydır. Sıvı gıdalar daha çok gırtlağa kaçar. Hastaların kalçaları tam olarak zemine basacak şekilde , oturur pozisyonda ve tam dik olarak beslenmesi gerekir. Şişeden içmek, kafanın geriye doğru kaldırılarak su ve sıvı gıdaların alınması riski arttırmaktadır. Yutma bozukluğu olan hastalarda doğru beslenme de başın öne doğru eğilmesi yutmayı kolaylaştıran bir harekettir.
Hepinizin yeni yılını kutluyor, sağlıklı, yediğinizden keyif aldığınız mutlu günler diliyorum.