Ahmet Şahin Ak musiki tutkunu, araştırmacı, yazar, bestekâr, tarih tutkunu bir akademisyen... Ve daha sayamadığımız pek çok özelliği ile tevazusunu elden bırakmamış müstesna bir kişilik. Dergimizin sayfalarından da ilgi ile takip ettiğiniz Ahmet hocamızı bu sayı daha yakından tanımak ve okurlarımıza tanıtmak istedik.
• Ahmet Hocam sizi tanıyabilir miyiz?
Öncelikle Konya da yayınladığınız çok düzeyli Metropol dergisinde bana sayfa ayırdığınız için ayrıca bu mülakat için teşekkür ediyorum. 1956 Malatya doğumluyum. İlk ve orta öğretimimi Malatya’da yaptım. Yükseköğrenimimi Erzurum ve Konya’da tamamladım. 13 yıl Konya Meram Anadolu Lisesi’nde tarih öğretmenliği yaptım. 1990’dan itibaren önce Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümünde arkasından da Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalında öğretim görevlisi olarak görev yapmaktayım. Üniversitede Müzik Anabilim Dalında 1993 yılında yüksek lisans tezimi bitirdim. Aynı bölümde 23 yıldır ud eğitimi, Türk Musikisi Tarihi, Türk Din Musikisi ve benzer dersleri vermekteyim.
Uzun süre bölümümüzde doktora programı açılamadığı için zamanında doktoramı yapamadım. Dolayısıyla akademik kariyerimi devam ettiremedim. Ancak bilimsel çalışmalarıma ve sanat çalışmalarıma halen devam etmekteyim. Bu çerçevede 2.baskılarını sayarsak 11 kitap yayınladım, iki uluslararası sempozyuma katıldım. Amerika Birleşik Devletleri ve Batı Avrupa ülkeleri başta olmak üzere genel sanat yönetmeni olduğum grupla 69 program yaptım. Bu arada çeşitli dergi ve yayın kuruluşlarında yazılarım çıkmıştır. Şimdilik bu bilgilerle soruyu noktalayalım.
• Sanata olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Kendimi bildiğim 4-5 yaşlarında iken Ramazan davulcusuna çok hayran kalmıştım. Babam da o zaman bana küçük bir davul yaptı. O davulu boynuma asar sokağa çıkar ve çalardım. Belki de benim sanatla ve müzikle ilk tanışmam bu şekilde olmuştur. Yine mahallemizde tarihi bir hamam vardı haftada bir gün bu hamama giderdik ve orada şehrimizin önde gelen gazelhanlarını ve türkücülerini dinlerdim. O dinlediğim makamlar ve eserler halen kulağımdadır. İlkokul yaşlarımda bağlamaya benzer tahtadan sazlar yapar bunları çalmaya çalışırdım. O dönemde bir akrabamızın bağlaması bir müddet bizde kalmıştı işte o dönem gizli gizli o bağlamayı çalmaya uğraşırdım. Bir müddet sonra bazı türküleri çıkarmaya başladım ve bağlamayı epeyce ilerlettim. İşte bu müzik sevgisi çok aşırı bir duruma gelince lise 1.sınıfta kaldım. Daha sonra babam bana bir metal tambur aldı ve onunla devam ettim. Sonra cümbüş aldım ve nihayet Erzurum’da üniversiteye başlayınca rahmetli hocam Ahmet Zeki Erdal’dan ud dersi ve nazariyat dersi alarak müzik eğitimim devam etti. Erzurum’da hocamın çalıştırdığı koroda görev aldım. Aynı zamanda Erzurum Radyosu’nda da program yapmaya başladık. 1977’de Konya Anadolu Lisesi’ne tayinim çıktı ve 1980-1983 tarihleri arasında o dönem Konya’da bulunan üstat Udi Necati Çelik’ten faydalandım. Daha sonra aynı bölümde çalıştığımız Prof. Dr. Gülçin Yahya Kaçar ile ud çalıştım. Bu çalışmalarım yani bilinçli, notalı müzik çalışmalarım 1974 yılından beri devam etmektedir.
• Akademisyen ve sanatçı kimliğiniz yanı sıra bir de yazar kimliğiniz var. Kitap yazma fikri nasıl ortaya çıktı?
Yüksek Lisans Tezim Müzikle Tedavi konusunda idi ve orijinal bir kaynağa dayanıyordu. Osmanlıca bildiğim için tezim de bilimsel bir özellik ve orijinallik taşıyordu. 1997 Yılında arkadaşlarımın teşvikleri ile bu tezimi kitap haline getirdim. O zaman Konya da bulunan Özeğitim yayınevinde basımı gerçekleşti. İşte ilk kitabım bu şekilde ortaya çıkmış oldu. Daha sonra 2007 yılında bu kitabım Ötüken Yayıncılık tarafından tekrar yayınlandı. Bu kitabımın konusu Müzikle Tedavi ile ilgilidir.
• Kitaplarınızdan bahsedebilir miyiz?
Elbette. İsterseniz kitaplarımı bir liste halinde sıralayalım: 1-“Avrupa ve Türk-İslâm Medeniyetinde Müzikle Tedavi, Tarihî gelişimi ve Uygulamaları”1.baskı: Öz Eğitim Yayınları–1997, 2-“Avrupa ve Türk-İslâm Medeniyetinde Müzikle Tedavi, Tarihî gelişimi ve Uygulamaları” 2.baskı Ötüken Yayınları–2006 3-“Türk Musikisi Tarihi” Akçağ Yayınları–2003 (1.Baskı) 4-“Türk Musikisi Tarihi” Akçağ Yayınları–2009 (Genişletilmiş II. Baskı) 5-“Anadolu Türküleri ve Musiki İstikbalimiz” Ötüken Yayınları–2006, (Emekli Prof. M. S.Ergan ile müşterek) 6- “Müziğin İnsan ve Hayvanlara Etkisi” Ötüken Yayınları–2006 (Emekli Prof. M. S.Ergan ile müşterek) 7- “Müziğin İnsan ve Hayvanlara Etkisi” Ötüken Yayınları–2011 2.Baskı (Emekli Prof. M. S.Ergan ile müşterek) 8-“Türk Din Mûsikîsi” (Cami ve tekke Mûsikîsi) Akçağ Yayınları–2009 9-“Türk Din Mûsikîsi”(Cami ve tekke Mûsikîsi)düzeltilmiş II. Baskı Akçağ Yayınları–2011 10-“Türk Saz Musikisinde Süsleme ve Ud için geleneksel süsleme yöntemleri teknik – transpozisyon” 2013 – Konya 11-“Taksim Nasıl Yapılır? İcra Örnekleri” 2013- Konya
• Kendinize ait eserleriniz var mı?
Evet, âcizane kendime ait değişik form ve makamlarda olmak üzere 130 kadar bestem vardır. Bunlardan bir kısmı TRT Repertuarına girmiştir. Bir eserim 2005 Yılında Mevlânâ Şarkı Yarışmasında ödül almış, bir kısım bestelerim ise “Sanatta buluşma” isimli albümümüzde yer almıştır.
• Müziğe ilgisi olan, enstrüman çalmayı öğrenmek isteyen fakat nereden ve nasıl başlayacağını bilemeyen insanlara önerileriniz neler?
Öncelikle bu konuda bir uzmanla görüşmeli ve müzikal yeteneklerini ve müzikal hafızalarını test etmeleri çok faydalı olacaktır. Yine hangi enstrümanı çalabileceğini bir uzman görüşü alarak belirlemelidir. Günümüzde her ne kadar internet gibi imkânlar dolayısıyla hocasız bir öğrenme yöntemi olsa da, unutulmamalıdır ki saz öğretimi kesinlikle hocasız olmaz. Hevesli arkadaşların çalmak istedikleri enstrüman ile ilgili ve yeterli, eğitimli bir hocadan ders almalarını tavsiye ederim. Belki çevremizde hiç hoca ile çalışmamış fakat sazını çalabilen arkadaşlar görebiliriz, ancak bunlar istisnadır. Ayrıca bu şekilde öğrenen kimseler sazlarını çok doğru olarak çalamazlar. Mutlaka bir eksiklik ve yanlışlık yaparlar Bu şekilde notasız ve hocasız öğrenenler sazlarını doğru çalsalar bile bu eğitim süreci daha uzun ve çok daha fazla zaman alan bir yöntemdir.
• Hocam bu söyleşimiz için teşekkür ediyoruz. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Efendim bana bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Size yayın hayatınızda başarılar dilerim. Bu güzel ve Konya’mız için çok anlamlı çalışmalarınızın devamını diler, tüm sanatseverlere sevgi, saygı ve şükranlarımı sunarım.
Röportaj: Seycan Çakır
Fotoğraf: Beyzat Aksoy