Rumi Project, 13.yy.da yaşamış olan Mevlana C. Rumi, Şems-i Tebriz’i, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli’nin eşsiz öğretilerini, etnik jazz ve klasik Türk musikisi ile birleştirerek muhteşem bir yoruma dönüştürüyor. Türkçe ve yabancı dillerde seslendirilen eşsiz felsefeler, etnik jazz tınıları, etkileyici sahne görselleri ve performanslar ile birleşiyor. Projede Mevlana C. Rumi’nin Şems-i Tebriz’inin, Yunus Emre’nin ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin sözleri alışılmışın dışında bambaşka bir yorum ile müzikseverlerle buluşuyor. Rumi Projekt’i oluşturan, bu projeye kimlik kazandıran kimler? Grup üyeleri ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik ve yakından tanıma fırsatı elde ettik.
Merhaba, öncelikle sizleri ekip olarak tebrik etmek istiyorum bu topraklarda doğan ve tüm dünyayı kucaklayan Mevlana Celaleddin Rumi’nin eşsiz felsefesi sizin projenizle de farklı bir vücut bularak dünyaya yayılmaya devam edecek. Peki, Rumi Project kimdir, nedir? Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Teşekkür ederiz. Kısaca “Rumi Project” aynı adlı müzik grubu tarafından hazırlanan ve uygulanan, tema olarak da 13.yy.da yaşamış olan Mevlana C. Rumi, Şems-i Tebrizi, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli’nin sözlerinin Türkçe ve yabancı dillerde, modern müzik tarzları ve klasik Türk musikisinin sentezlenmesi, bestelenmesi ve düzenlenmesiyle oluşturulan, sahne görselleri ve performanslarıyla da desteklenen 4 aşamalı bir müzik projesidir. Projenin ve grubun adının “Rumi Project” olmasının sebebi, çıkış noktamızın Mevlana olmasıydı, sonrasında O’nun saydığımız diğer mutasavvıf kişilerle diyaloglarını da düşünerek hocası Şems-i Tebrizi’yi, çağdaşları Yunus Emre ve H.Bektaş-ı Veli’yi de ayırmayarak daha görkemli bir projeye doğru ilerledik.
Bu proje nasıl oluştu, mimarı kimdir?
Projenin mimarı müzisyen, kompozitör Akan Taşkolu’dur. Projenin ilk aşaması olan “Bu Ayrılık/Seperation” adlı albümdeki 2 si İngilizce toplam 8 Mevlana şiirini bestelemiş ve çoğunun düzenlemelerini yapmıştır. Projenin mimarı Akan Taşkolu, bu işe başlamasını şöyle anlatıyor “İlk defa 3 sene evvel(2009 senesi) tanıştığım Mevlana hayranı bir Fransız ressamın önerisiyle yapmayı planladığım “Rumi Project” i ilk başlarda Mevlana C. Rumi’nin sözlerini müzikleştiren bir müzik grubu olarak tasarlamış olsam da sonraları zaman içerisinde 13. YY. Anadolu’sunun Mevlana gibi yazdıklarıyla, yaşamlarıyla, felsefeleriyle, topluma katmış oldukları değerlerle her biri eşsiz birer ruhani lider olmuş Şems-i Tebriz’i, Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri’nin sözlerini de kapsayan daha görkemli bir projeye doğru ilerledim.
Çalıştığım otelde müzik yaparken orada bulunan ve çaldığım parçalardan birini dinleyen bu şahıs sonra “madem beste yapabiliyorsunuz neden Rumi’nin sözlerini bestelemiyorsunuz?” demişti…
Rumi Project’in çatısı altında birleşmenizin dışında aslında profesyonel anlamda herkesin kendi işi de var. Ekip olarak sizleri ayrıca tanıyıp, proje dışında yaptığınız işler hakkında bilgi alabilir miyiz?
Evet, grup üyeleri müzik dışında başka işlerle de uğraşıyorlar, malum müzik piyasasının durumu belli geçinebilmek için artık günümüzde sadece müzisyen olmak yetmiyor, hele ki bizim gibi piyasa müziğinin ve popüler kültürün dışında hareket eden, işin ticari boyutundan çok sanatsal yönünü düşünen yapıdaki insanlarsanız iş daha da zorlaşıyor. Kısa kısa neler yaptığımızı anlatayım:
Çağdaş Yamen: Grubun solisti, grubun ilk albümü “Bu ayrılık” da ki iki İngilizce ve beş Türkçe parçada solistlik yaptı.1975 Susuz doğumlu. 2001 yılında Ege Üniv. DTM Konservatuarı temel bilimler bölümünden mezun oldu. MEB.’da müzik öğretmeni olarak çalışıyor. Bursa’da yaşıyor.
Müge Sarıkurt: Grubun solisti, grubun ilk albümünde “Beri Gel” isimli parçayı okudu, diğer parçalarda da vokal yaptı.1982 Amsterdam doğumlu. Marmara Üniv. Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nde son sınıf öğrencisi. 2006 yılında 3.sü, 2008 ‘de 4. yayınlanan “Seyduna Türküleri “ isimli karma albümlerde birer parça okudu. Zülfü Livaneli’ye Bodrum konserinde vokal yaptı.” Anadolu Ateşi” isimli dans grubunda korist olarak çalıştı. TRT de Nusret Yılmaz’a vokal yaptı (1 ay).
Nilgün Dülger: Grupta çello çalmaktadır. 1985 Edirne doğumlu. Edirne Güzel Sanatlar Lisesi viyolonsel bölümü ve Kocaeli Üniv. Güzel Sanatlar Fak. Müzikoloji (2009) mezunu. Çello öğretmenliği yapıyor. Muzaffer Güner: 1958 İstanbul doğumlu, grupta klasik gitar çalmaktadır. Tanju Okan ve Selçuk Alagöz’le uzun yıllar çalıştı.
Edward Aris: 1947 İstanbul doğumlu. Lise Saint Benoit İstanbul, Paris Güz. San. Akademi phd. TRT, AKM, CRR ve Devlet Tiyatrolarında müzisyen olarak çalıştı, şu an emekli. Bugüne kadar yayınlanmış sekiz adet enstrumantal albümü bulunmaktadır. Grupta akordeon çalmaktadır.
Halil Zünbüloğlu: Grupta perküsyon çalmaktadır. 1964 İstanbul doğumlu. 1979-82 yılları arasında Üsküdar Musiki Cemiyetine devam etti. Sonrasında İstanbul Belediye konservatuarına kayıt yaptırdı ancak ailevi sebeplerle devam edemedi. Beşiktaş, Çırağan ve ÇYDD Musiki Cemiyetlerinde sazende, solist ve koro şefi olarak görev yaptı ve halen devam etmektedir.
Eren Paydaş: Grupta perküsyon çalıyor. 1985 İzmir doğumlu. Ankara Üniv. Hukuk Fak. Mezunu, 2003 yılından beri perküsyonla uğraşıyor. Marmara Üniv. Hukuk Fak. Öğr. Görevlisi.
Aydan Tunalı: 1976 İstanbul doğumlu. Devlet Opera ve Balesi çocuk ve gençlik korolarında yer aldıktan sonra Mimar Sinan Güzel San. Akademisi keman bölümü ve Pera Güz. San. Keman bölümünü bitirdi. On senedir OKO (Özdener Korutürk ) tango orkestrasıyla çeşitli etkinliklere katılmaktadır. Grupta keman çalmaktadır. Taksim Sanat Merkezi’nde keman öğretmeni.
Suren Asaduryan: (Misafir Sanatçı) Ermenistan vatandaşı Dünyaca ünlü düdük sanatçısı Yansımalar Grubuyla birlikte “Vuslat” adlı ve Erkan Oğur’la birlikte “Bir Ömür Sadece” adlı albümlere imza atmıştır. Vize sorunu olmadığı zamanlarda gruba katılmaktadır.
Turay Dinleyen: 1968 Bursa doğumlu. TRT’de keman sanatçısı. Daha önce Kamil Erdem’le Asia Minör adlı grupta yer aldı, Mısırlı Ahmet’le “The Search” adlı albümde çalıştı, 2012’DE solo albümü “Memories of Turkey” i çıkardı. Grupta keman çalmaktadır. TRT’deki mesai saatlerine uyduğu sürece “Rumi Project” in bütün konserlerinde yer alacaktır.
Ari Aris: 1986 İstanbul doğumlu, grupta trompet çalmaktadır. Anadolu Üniv. İşletme Fak. mezunu.
Nasıl bir araya geldiniz? Projeye zaman ayırmak zor olmuyor mu?
Grup üyeleri olarak geçmişte farklı müzik projelerinde bir araya geliyorduk zaten, o yüzden ensemble olmakta çok zorlanmadık, sadece zaman ayırmak ve sevgiyle ilerlemek gerekiyordu. Birbirimizi tanıyor olmamız bir avantajdı, kişilikler de çok önemlidir grup olabilmekte, sanatla uğraşan hemen herkeste ufak da olsa “ego” vardır, bütün olabilmek için önemli olan bu egoları mümkün mertebe törpülemek, ortaya çıktığında ise karşı tarafı tolere edebilmektir. Grup elemanları farklı yerlerden geldikleri için ve ikinci bir uğraşları olduğu için tam kadro bir araya gelmemiz zor oluyor, bu yüzden grubu kalabalık tuttuk ki çalışmalarda bir ya da iki kişi eksik olsa da idare edebilelim.
Rumi Project’in ilk albümü Bu Ayrılık/ Seperation’dan bahsedecek olursak, eserinizle ilgili neler söyleyebilirsiniz? Bu albüm için türünün ilk örneği diyebilir miyiz?
“Bu Ayrılık/Seperation” türünün ilk örneğidir, daha önce de Rumi’nin sözlerini modern armonilerle müzikleştirenler olmuştu ama birkaç parça olarak albümlerde yer aldılar. Bizim gibi bir albüm ve albümler dizisi, bir proje olarak hazırlayan olmamıştı, hatırladığım bir Esin Avşar’ın Yunus Emre ve Mevlana şarkıları albümü vardı fakat o opera tarzıydı. Bizi daha önce yapılmış Mevlana şarkılarından farklı kılan her bir parçanın da dünyanın farklı bir yöresinin müzik tarzında bestelenmiş olması, örneğin bir tane kelt müziği örneği var, bir balkan, etnik jazz, Latin ve bizim makamsal müziğimiz. Tabi 2 tanesinin İngilizce olduğunu da unutmayalım.
Konya’ya geldiniz mi? Konya ile ilgili herhangi bir proje veya konser planınız var mı?
Konya’ya ekip olarak gelmedik, sadece grup üyelerinin bireysel olarak türbeyi ziyaretleri var. Konya’da konser vermeyi, hatta Şeb-i Aruz’a katılmayı istedik ve bununla ilgili Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğüne bir dosya da gönderdik fakat henüz menfi ya da müspet bir yanıt alamadık. Kendi imkânlarımızla gelmemiz çok zor çünkü biz sponsorsuz hareket eden bir ekibiz, şu ana kadar proje adına yaptığımız her şeyi el birliğiyle ve gönül birliğiyle yaptık, konserler için şu an tek imkânımız yerel yönetimlerin düzenlediği festival, etkinlik ve halk konserine davet edilmemiz olabilir.
Konya’ya sevgi ve saygılarımızla.
Röportaj: Seycan Çakır