''Konya'nın Metropol olduğunu aslında yüzümüze Metropol dergisi olarak siz vurdunuz. Metropol olduğumuzun da farkında değiliz aslında biz. Büyüyoruz ama metropol mü oluyor muşuz? Haberimiz yok aslında…’'
Doç. Dr. Hüseyin Altunbaş, Konya’da iletişim, reklamcılık denince ilk akla gelen isimlerin başında gelir. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık ve Tanıtım Anabilim Dalı Başkanı ve aynı zamanda Konya Reklamcılar Derneği Başkanı olan Sayın Altunbaş Konya’da reklamcılık sektörüne yapmış olduğu katkılarla sektöre önemli bir ivme kazandırmış ve yeniliklerle buluşturmuştur. Doç. Dr. Hüseyin Altunbaş ile Konya’da ki reklam sektörü ve son projesi Marketing Anadolu üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
‘Türkiye’de reklamsız marka şu aşamada mümkün değil. Belki sonraki yıllarda reklamcılık ve iletişim dünyası daha gelişmiş hale geldiği zaman halkla ilişkiler veya diğer iletişim yöntemleri devreye girebilecektir, ancak önümüzdeki 10 yıl döneminde reklam olmadan hiçbir markanın akılda kalması veya değer yaratması mümkün değildir.’
Merhaba Hocam, kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Hüseyin Altunbaş kimdir?
Konya-Bozkır Akkise’liyim. İletişim Fakültesinin kuruluşunda bulunmuş asistanım. Reklamcılığa her yönüyle gönül vermiş, yaşam biçimine dönüştürmüş bir akademisyenim. Konya fanatiğiyim. Ama Konya’nın daha iyi iletişim kurması gerektiğine inanıyorum. Konyalıyım demekten gurur duyuyorum. Konya’da en temel sorun Konyalılık bilincinin olmadığını da açıkça söyleyebilirim. Ama sonraki yıllarda Konya için her şey değişecek. Daha iyi olacak. Bu vizyonla pratikte daha fazla efor sarf edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Konya Reklamcılar Derneği Başkanlığını da bu amaçla yapıyorum. Yine Konya’nın reklamcılıkta potansiyeli daha yukarılara çıkartacak İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümünün kuruluşunu da gerçekleştirdik. Bu bölümün Bölüm Başkanlığını da yürütüyorum. Radyo reklamcılığı, Spor pazarlaması ve iletişimi isimli iki kitabım var. Çok sayıda ulusal ve uluslar arası makalem ve bildirim mevcuttur. Evliyim, Sude Nehir ve Sıla Nida isimli iki fıstık kızım var.
Hüseyin Hocam Konya’da sektörün duayeni olarak bilinmektesiniz, bizlere reklamın tanımını yapar mısınız? Sizce reklam gerekli midir ve reklam ne kazandırır?
Teşekkür ederim, duayen olarak nitelendirilmek çok hoş. Umarım hak ediyorumdur. Önemli olan olmak değil onu devam ettirebilmek, sürdürebilmektir. Sürekli kendimizi yenilemek zorundayız. Kendini tekrar eden hiç kimseyi, hiç kimse tercih etmiyor, bireylerde de, kurumlarda da öyle. Konya bu değişimi kavramaya başladı, bu sebeple reklamcılık anlayışı da değişmeye başladı. Reklamcılık yepyeni bir tanıma sahip artık. Hedef kitleyi etkilemek ve satışlara doğrudan katkı sağlayan iletişim yöntemidir. Günümüzün gerekliliği marka bilinirliğine kısa vadede yüksek oranda etkisi vardır. Marka değeri yaratmanın tek yolu reklamdır. Türkiye’de reklamsız marka şu aşamada mümkün değil. Belki sonraki yıllarda reklamcılık ve iletişim dünyası daha gelişmiş hale geldiği zaman halkla ilişkiler veya diğer iletişim yöntemleri devreye girebilecektir, ancak önümüzdeki 10 yıl döneminde reklam olmadan hiçbir markanın akılda kalması veya değer yaratması mümkün değildir.
Sizce dergi reklamcılığı nedir, nasıl olmalıdır? Kentimizdeki yayınları konu ile ilgili büyüteç altına alabilir misiniz?
Türkiye’de mecraların gelişimine bakıldığı zaman televizyon yine lider (en son yüzde 57 seviyelerinde). Televizyonu gazete ve dergiden oluşan basın grubu takip ediyor. Dergi mecrası aslında yüksek ilginlikli ve duyuşsal ürünler için yüksek geri dönüş sağlayan mecradır. Tematik mecra olması sebebiyle de hedef kitleye doğrudan ulaşma gücüne sahip. Kentimizde çok sayıda dergi var gittikçe de artıyor. Ama bence daha fazla tematik dergilerin çoğalması lazım, pazar aç yani. Reklam harcamalarından aldığı paya baktığımızda yüzde 2’lik bir pay almış dergiler. Ölçülebilir mecralar bunu gösteriyor. Ama bence yerel dergicilik bu payı daha da fazlalaştırabilir, bu potansiyele sahip. Biraz daha kaliteli ve hedef kitle odaklı dergilerin ortaya çıkması ve sürdürülebilir olması lazım yani birkaç yayın sonrasında dergi mezarlığına gitmemesi lazım. Bunun için de işgücü gerekli. İletişimcilerin çoğalması lazım. Burada bir eğitimci olarak bizlere büyük iş düşüyor, mezunlarımıza istihdam sağlayacak şekilde eğitim vermemiz onları pazarın gerekliliklerine cevap verebilecek kalitede iş hayatına hazırlamalıyız. Her şehirde çoğalan üniversiteler ve iletişim fakülteleri niceliksel bakış açısından niteliksel bakış açısına geçmek durumundadırlar. Metropol olma yolunda hızla ilerleyen kentimizde firmaların markalaşma ile ilgili eksiklikleri neler? Nasıl bir yol izlemelerini önerirsiniz? Metropol olduğunu aslında yüzümüze Metropol dergisi olarak siz vurdunuz. Metropol olduğumuzun da farkında değiliz aslında biz. Büyüyoruz ama metropol mü oluyor muşuz? Haberimiz yok aslında… Metropol şehir olmayı kentimizin büyüklüğü olarak algılamanın dışında bu kimliği yaşam tarzı olarak da benimsemeli ve bir metropol insanı gibi davranmalıyız bence. Hem kendi vatandaşımıza hem de turistlere bu yaşam tarzından pay vermek lazım. Bu noktada sıkıntılarımız var diye düşünüyorum. Aslında elimizdeki var olan potansiyeli gösteremediğimizden dolayı sıkıntılarımız var. Şehir pazarlaması konusunda tecrübesel (experimental) pazarlama ürünlerini çoğaltmamız lazım. Sadece yemek yeme tecrübesi üzerine kurulu bir şehir metropol şehir olmaz bence. Bu sebeple alternatifleri çoğaltarak kentimizin standartlar çıtasını yükseltmeliyiz. Farklı yaş aralıklarında ki kişilerin zamanlarını değerlendirebilecekleri yerler çoğaldığı zaman metropol şehir oluruz. 2023 vizyonu Konya’yı çok değiştirecek. Ama bu değişim kendi özümüze de zarar vermeden yapılırsa Konya insanların algısında yukarılarda ve farklı noktalarda duracaktır. Doğaçlama yöntemler bunu sağlamaz.
Konya’nın ‘Marka Şehir’ olma yolunda ki çalışmaları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Marka konusunun enflasyon içinde boğulan bir kelime olduğunu düşünüyorum. Herkes marka olduğunu iddia ediyor. Küçücük bir ilçe bile kalkmış marka olma yolundayız demiş. Kimsenin haberi olmadan kimseye değer ifade etmeden ve yüksek bedelle tercih edilmeden marka olunmaz. Her seçiş vazgeçiştir aslında. Ucuz işlerle ucuz ürün olursunuz. Yatırım yaparsanız kaliteli ürün olursunuz ve yüksek bedelle yüksek kar marjıyla satılırsınız. Bir de iletişim strateji ve taktiğinde aklına eseni söyleyerek marka olunmaz. Şehirlere bir bakın; dönem dönem her kafadan bir ses çıkmış, koca koca tabelalar yapınca marka oluyoruz yanılgısına düşülmüş. Tabela ölçülerinden marka olunmuyor. Marka oralardan beslenmez. Ama ben bu noktada sürecin içinde olduğumuzu düşünüyorum. Değişim başladı… Çok yakında Konya’nın farklılaşan uygulamalarını göreceğimizi umut ediyorum. Bütünleşik pazarlama iletişimi, aynı zamanda bütünleşik reklam iletişimi gereklidir. Konya’nın sektörde ki yeri ve potansiyeli ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz? Konya son yıllarda değişiyor gibi gözüküyor ama bence daha fazlasını hak ediyor. Reklam verenlerimize reklamcılarımız daha fazla güvenmeliler. Daha fazla destek vermeliler. Reklamcılarımızın rekabet etme biçimleri değişiyor. Dış dünya ile rekabet etmeyi öğrenen reklam veren kendini değiştirirken reklamcılarımız da kendilerini değiştirmeliler. Pazarlamayı ve satışı öğrenmeliler. Reklam ve halkla ilişkileri kavramalılar. Pazarlama iletişimi ile bütünleşik pazarlama iletişimini ayrıştırmalılar. Anadolu reklamcılığı çizgi altı reklamcılıktan çizgi üstüne çıkmayı başarırsa Anadolu’dan marka adayları çıkacaktır. Reklam veren firma sayımızda bu sayede artacaktır. Konya’da bu sayı son dönemlerde artacaktır diye düşünüyorum. Ama kötü ve faydasız reklamcılardan hizmet almayı bıraktığınız zaman bu büyüme umut edici şekilde çoğalacaktır.
Reklam ajansı ne gibi hizmetler vermelidir? Sektör uzmanı olarak ajansların kendi gelişimleri adına neler yapmalarını önerirsiniz?
Reklam ajansları firmaların her türlü çizgi altı ve çizgi üstü reklamcılık işlerini üstlenen ticari işletmelerdir. Rekabetin artmasıyla firmaların kendi bünyelerinde grafik ve reklamcı istihdamı ile yapılabilecek düzeyde değil artık reklamcılık. Reklam yöneticileriyle kontrolü ve denetimi sağlayabilirler ancak uygulamayı da kendi bünyelerinde yapamazlar. Bunu yapanlar aslında maliyetten kaçarken maliyetle yüzleşiyorlar. Dışarıdan hizmet alırken başarısız olanlar kendi içine kapanıyorlar. Aslında kötü reklamcıların bu tür olumsuz yanları olmuştur. Artık değişiyor durum. Düzgün ve kaliteli reklamcılar çoğalıyor. Bu Anadolu’da da Konya’mızda da öyle. Bu sebeple firmalarımız bu tür hizmetleri dışarıdan almak zorundadırlar. Doğru ve geliştirici ajanslar onlar için maliyet değil ciddi yatırım olacaktır. Reklam ajansları da gelişim için yeni reklamcıları bünyelerine dahil etmeliler. İstanbul öyle yapıyor. Beyni sürekli taze tutmak lazım. Stajyerlik bu anlamda reklam sektörü için çok önemli. Bir de ajanslarımız strateji uzmanları, medya planlama uzmanları, uzman grafikerler, araştırma uzmanları istihdam etmeliler. Çünkü firmalar daha sağlam bilgi ve hizmete ihtiyaç duyuyorlar.
Konya’da ki reklam ajansları hakkında ne söylemek istersiniz?
Konya’mız reklam ajansları anlamında diğer illere göre daha pozitif. Dünyayı takip ettiğimizi söyleyebilirim. Çürükler yok mu tabii ki var, olacakta… İstanbul gibi büyük pazarda yok mu orada da var. Kötüler olacak ki iyilerin kıymeti daha iyi anlaşılacak. Ekonomide ki kötü para iyi para meselesi gibi. Özellikle bu sektörde beyin göçünü durdurmaya başladığımızı söyleyebilirim. Diğer illerden başarılı reklamcılar yavaş yavaş Konya’ya gelmeye başladılar. Bu göç daha da artacak diye düşünüyorum. Firmalarımızın iletişim işleri çok. Daha da fazla reklam ajanslarına ihtiyacımız var ve hepsini kaldırabilecek potansiyelimiz de var. Reklam ajanlarımızda da daha etik rekabetin olması anlamında bu sayının artması iyi olacaktır. Grafiker ağırlıklı ajans yapılanmamızın biraz daha farklılaşması lazımdır. Rekabetten korkmadan hizmet etmeyi öğrenen reklam ajanslarıyla çalışmak fayda sağlayacaktır. Birbirini suçlayan kötüleyen ajans yapısından kurtulmamız lazımdır. Şeffaf iletişimi öğrenmek adına bu önemli. Kötüleyerek piyasa gelişmez çünkü. Konya’da markalaşma ve reklamcılık adına önemli gelişmeler kaydedildi, ciddi lansmanlar gerçekleştirildi. Örneğin ‘Marketing Anadolu’ nedir, oluşum ve gelişim sürecini bizimle paylaşır mısınız? Son yaptığımız etkinlik Konya Ticaret Odası Konferans salonunda büyük bir katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek’te bize şeref verdiler. Büyük keyif aldığımız çok birleştirici bir etkinlikti. Türkiye’de büyük yankı uyandırdı, Konya için büyük bir gün oldu. Konya’nın hem ticaret hem de reklamcılık anlamında potansiyelini göstermesi anlamında büyük bir gündü. Bundan sonra çok daha güzel projelerin Konya üzerinden gerçekleşeceğini söyleyebilirim. İnsanların ayrı ayrı değil güç birliği yaparak piyasayı büyüteceğini göstermesi anlamında çok güzel bir olaydı. İzmir, Bursa, Ankara, Antalya, Güney ve Konya Reklamcılar Derneklerinin eşgüdümüyle ortaya çıkan bir ürün Marketing Anadolu. Marketing Türkiye’nin müthiş desteğiyle çıktı ve iki aylık periyotta yayınlanacak. Hepimize artı değer katacak bir platform. Bu platform daha doğurgan işleri çıkartacak. Bundan firmalarımız, reklam ajanslarımız, mecralarımız ve kamumuz çok faydalanacaktır. Yani hepimize katkı sağlayacaktır. Eğitim projeleri, konferanslar, kitaplar, dergiler bu platformun ürünleri olacaktır. Konya şehir pazarlamasına da farklı bir yönden destek olacaktır. O yüzden herkesin buna destek olmasını arzuluyorum.
Marketing Anadolu’nun Konya’ya ve genel anlamda bölgeye katkısı nedir?
Marketing Anadolu, Marketing Türkiye’nin tecrübesini Anadolu’ya aktarma platformu aslında. Günseli Özen Ocakoğlu başkanlığındaki müthiş ekip bizimle çok iyi bir iletişim halinde. Sürekli yeni projeler konuşuyoruz. Diğer illerdeki başkanlarla aynı duyguları paylaşıyoruz. Sıkı işbirliği önemli faydalar sağlamakta. Bu sebeple her şehirdeki reklamcılarla, işadamlarıyla ve mecralarla eşzamanlı iletişim içinde olma gücünü sağlamıştır bu proje. Konya kendini daha iyi ifade edebilir hale gelecektir. Marka gelişim haberlerini anında sektörle bu mecra sayesinde paylaşabileceğiz. Marka çıkartma gücümüzü artıracağımızı düşünüyorum. Buradaki pozitif gelişme sadece burada duyulmayacak Türkiye’nin ilgili kitlesinde anında duyulacak. Bu hepimiz için motivasyon aracı olacaktır. Bundan herkes etkilenecek. Herkesi değişime zorlayacaktır.
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü Konya’ya nasıl bir katkı sağlayacaktır.
Reklamcılık uzman işi, yaratıcı insanların ve kendini sürekli geliştirenlerin işi. Eğitim alarak daha da başarılı olunabilecek düzeye geldi. İçgüdüyle belli bir yere kadar yapılabilir. Eğitim alınırsa firmaların reklam kampanyaları daha etkili, siyasi kampanyalar daha güçlü olacaktır. Şehirler, spor kulüpleri, belediyeler, milletvekilleri, siyasi partiler, firmalar, sivil toplum örgütleri yani herkes iletişimi ciddi şekilde planlamalıdırlar. Bunu profesyonel ellerden yürüten kurumlar başarılı olacaktır. Aksi sadece yorulacaktır. Reklamcılık bölümümüz Konya’mıza ve Türkiye’ye ciddi uzmanlar yetiştirecektir. 2-3 yıl içinde meyveleri herkes görecek. Bu konuda çok iddialı olduğumuzu söylemek isterim.
Röportaj: Seycan Çakır
Fotoğraf: Ahmet Çakır