15 Nov
15Nov

“Bütün Gün Gece”

1 Haziran 1995 tarihinde Konya’da doğdu. Biri ikizi olmak kaydı ile iki kız kardeşi bulunmaktadır. İlk ve orta eğitimini Konya’da tamamladı, şu an Diltaş Anadolu Lisesi 12. Sınıfta öğrenim hayatını devam ettirmektedir. Öğrenim hayatının yanında resim, müzik ve tiyatro eğitimleri aldı. Resim dalında katıldığı pek çok yarışmada dereceleri bulunmaktadır. Amatör tiyatro derneklerinin düzenlemiş olduğu drama, diksiyon ve dramaturji eğitimlerine katıldı. Halen bu derneklerin hazırlamış olduğu çeşitli tiyatro oyunlarında rol almaktadır. Edebiyata olan yoğun ilgisi nedeniyle ortaokul yıllarından bu yana şiir ile uğraşmaya başlamıştır. Bu ilgi neticesinde geçtiğimiz aylarda İkinci adam Yayınları’ndan “Bütün Gün Gece” isimli bir şiir kitabı yayımlamıştır. 

17-25 Kasım 2012 tarihleri arasında düzenlenen TÜYAP kitap fuarında düzenlenen İmza Günü programına katılarak kitaplarını imzalayarak okuyucusu ile buluşmuştur. Okurlarımızın da yakından tanıdığı dergimizin ‘Genç Köşe’ yazarı Elif Aydemir ile kitabı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.


   

Bize ve okurlarımıza kendinden bahseder misin? 

Merhaba, ben Elif Aydemir, 17 yaşındayım ve lise son öğrencisiyim. Edebiyat, tiyatro, resim gibi birkaç dala ilgim oluştu zamanında. Şimdi de resme ara verdim, tiyatro ve ağırlıklı olarak edebiyata yöneldim. Lise son öğrencisi olmam sebebiyle de sanırım sosyal dünyadan biraz koparmam gerekiyor kendimi. Tabii bu ne kadar mümkün olabilirse...   


Şiir yazmaya ne zaman başladın?  

İlk şiirimi ilkokulda yazmıştım tabi ben de. Hani şu ilkokul öğretmenlerinin verdikleri şiir yazma ödevleri... Ama onu saymazsak kendi özverimle ilk şiirimi 10-11 yaşlarında yazmış olmalıyım. 


Bir kitap çıkarma fikri nasıl oluştu? 

Kitap çıkarma kararını vermek benim için çok zor oldu, desem yalan olmaz. Birikti birikti birikti şiirler. Ailemle paylaştım ufak ufak. Daha çok gece yazardım şiirlerimi. Saat üç, dört, beş... “Hadi bir oturup şiir yazayım.” ile değil elbette. Kalemi elime aldığımda akar giderdi kelimeler. Hâlâ saklarım mesela müsveddeleri. Birkaç satırlık şiir için koca sayfalar karalanmış. Başta bende kalsın diye direttim; fakat sosyal medyada paylaştığım şiirlere gelen tepkilerin çok olumlu olduğunu görmek bana ayrı bir cesaret verdi. Ve babam... İlk teklifi o sunmuştu. Şaka mahiyetli konuşurken birden iş ciddiye biniverdi. İnanın nasıl oldu ne ara oldu anlayamadım. Ve sonrasında da kendi kendimi ikna çabaları… Hep derim, “Bir eser ortaya konulacaksa beğeni kaygısı gütmemeli” diye. Zor mu oldu? Evet. Oldu mu? Evet. 


Bugüne kadar yazdığın tüm şiir ve yazılarını biriktire bildin mi? 

Ne yazık ki hayır. İlk zamanlarda yazdığım şiirler -ki bence onlar en kıymetlileri- şu an elimde değiller. Ya buruşturulup atıldılar fark edilmeden ya da birkaç defterin arasında gizliler. 


Şiirin yanı sıra düz yazıda da başarılı olduğunu biliyoruz bu özel yeteneğinle ilgili planların var mı bizimle paylaşır mısın? 

Bu dergide yazmayı seviyorum, aslında, yazmayı seviyorum. Şiir, zor bir dal. Hele ki onca işinin ehli şairin yanında kendime “şair” dedirtmemek çabaları daha da bir zor. Ama düz yazı da daha bir özgür daha bir hürüz. İlerleyen zamanda biriktikçe, düz yazılarımı da ayrı bir kitapta toplamak düşüncem elbette ki mevcut. 


En sevdiğin şiirini okurlarımızla paylaşır mısın?  

Yazanlar yahut bir eser icra edenler bilirler. Ortaya konulan eserlerin her biri, eseri ortaya koyanın çocuğu gibidir. Birini birinden ayırmak, diğerlerine haksızlık etmek demektir. Ama bazıları da vardır ki, daha bir içten daha bir derinden gelir. Seçimi size bırakıyorum.


CANIMI GÖMDÜĞÜM SATIRLARIM  


Yırtılırdı sesim ıstıraplı susuşlarımdan 

Nasıl da büyütüyordum oysa ecelimi avuçlarımda 

Çarpmaktan bedenimi eskiten yüreğimi 

Teskin ediyordum çığlıklarımla. 

Ben her gece, keşkelerimi yutup 

Sunuyordum dualarımı Yaradan’a.   


Gittiğin gün feryatlar koparmıştım cihanda 

Şehrim de sırtını dönmüştü bana 

Canımı gömdüğüm satırlarım da. 

Şimdi, bu çaresiz yakarışlarım 

Kimsenin okuyamadığı mısralarımda…


‘‘Üç güzel kızımdan biri Elif. Henüz hayatının baharında 17 yaşında uzunca bir süredir tiyatro edebiyat ve özelliklede şiire olan ilgisine yetebildiğim kadar destek olmaya çalıştım. Daha nice kitaplara imza atacağını düşündüğüm kızımın bu ilk eserini beğeneceğinizi umuyor, sevgili kızıma örnek bir insan olarak yetişmesi dileklerimle başarı ve yaşam boyu mutluluklar diliyorum’’        

Dr. Serdar Aydemir


‘‘Nihayetin bidayete dürülmesi diye bir söz kullanırdı eskiler, yani sonu baştan kazanmak. Birçok insanın uzun yıllarda elde ettiği bilgi ve birikim yüce yaratanın bir armağanı olarak kimi özel insanda yolun başındayken mevcuttur. Şüphesiz sende bu özel  ve  seçilmiş ender kişilerden birisin. Okurlar senin yazılarını şiirlerini okuduklarında, henüz 17 yaşında birinin yazdığına inanamayacak kalemindeki ustalığın yazdıklarındaki derin mananın değme usta yazarlara taş çıkartacak güzellikte olduğunu göreceklerdir. Sendeki bu ışığı fark edip destekleyen ve ışığının bizlere ulaşmasına vesile olan herkese, özelliklede bana yazma aşkını kazandırdığın için sana sonsuz teşekkür ederim.’’                                                                                                                                   

M. Fatih Arslan


‘‘Işıkların en güzeli göründü sende, yıldızları çıkardın satır satır. Öyle kaldım ki şiirlerinde tadı bir başka. Ben şiirin farklı halini gördüm senin bu yaşında…’’                                                                                                                       

Ahmet Çakır

                                  


Röportaj: Seycan Çakır

Fotoğraf: Ahmet Çakır


Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.