15 Apr

Değerli Dost Okuyucularım!  Ülkemiz son yıllardaki en kritik imtihanını vermektedir. Bize düşen görev ise; sağduyulu davranarak gençlerimizin bu oyunlara alet edilmesini önlemektir. 

Konuyla alakalı Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in açıklamalarını kaleme alarak önemini bir daha vurgulamak isterim. 

Gezi Parkı eylemlerinin Türkiye’ye büyük zararlar verdiğine vurgu yapan Şimşek, üç haftadır devam eden gösterilerin ülke dışında dar bir çerçevede şiddet içerikleriyle lanse edilmesinin yatırımcıları tedirgin ettiğini dile getirdi. Şimşek, ‘Son üç haftadır Türkiye hiç hak etmediği bir çerçevede küresel yatırımcılara sunuldu. Yani Türkiye’den görüntüler çok dar alanlardan olmakla birlikte sanki ‘bütün Türkiye hakikaten yakılıp yıkılıyormuş’ sanki ‘Türkiye’nin tamamında bir hakikaten yıkıcı bir takım gösteriler varmış’ gibi bir resim yansıtıldı. Bu resim tabi yatırımcıları hem küresel hem doğrudan yatırımcıları hem de normal yatırımcıları tedirgin etti. Türkiye’ye çok büyük zarar vermiştir. Bu tabi ki Türkiye’nin her an için yani birçok devam eden ilişkileri var. Ekonomik anlamla diğer anlamda turizmi olumsuz etkileme riski oldu. Genel olarak fon akışını olumsuz olarak etkileme riski ortadadır. O nedenle bir an önce herkesin bu ülkenin huzuruna, buradaki yatırımlara, istihdama sahip çıkması çok önemlidir. Çünkü oradaki gösteriler yarın öbür gün Türkiye’ye maalesef işsizlik olarak dönebilir. Türkiye’nin temelleri sağlam, bazı sorunlarımız varsa da onlar iyi yönetiliyor, burada en önemli konu siyasi. Türkiye’nin uzun vadeli geleceği parlaktır. Yeter ki birliğimizi beraberliğimizi koruyalım. İstikrar ve güven ortamı korunsun. Türkiye sorunlarını iyi yönetecektir’’ ifadesini kullandı. 

Bu konuyu beklemeye alarak asıl konumuz olan Türk ekonomisinin Dünya üzerindeki yerini gelin birlikte okuyalım.

Türk Ekonomisinin Dünya Görünümü 

Türkiye, rekabet kurallarının işlediği, özel sektörün ekonomisi de öncü, kamunun ise düzenleyici rol oynadığı, liberal dış ticaret politikasının uyguladığı, mal ve hizmetlerinin bireyler ve kurumlar arasında engelsiz olarak el değiştirebildiği bir serbest piyasa ekonomisidir. 

Türkiye’de de son yıllarda ekonomideki yapısal reformlara büyük önem verilmektedir. Geçtiğimiz dönemde özelleştirme süreci hızlandırılmış, kamu maliyesine düzen getirilmiş, ayrıca mali piyasalardan başlamak üzere tarım, sosyal güvenlik, enerji ve iletişim sektörlerinde önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. 

Reformlar sayesinde ekonomik kurumların altyapısı güçlendirilmiş, özerk kurumlar oluşturulması suretiyle uluslararası piyasalarda meydana gelebilecek dalgalanmalara karşı ekonomi daha dayanıklı hale getirilmiştir. Sermaye piyasaları modern çağın anlayışına uygun şekilde yeniden düzenlenmiş, çoğu bürokratik engel ya kaldırılmış, ya da asgari ölçülere getirilmiştir. 

Son 10 yılda Türkiye ekonomisi, Avrupa Birliğine üyelik sürecinin de etkisiyle büyük bir dönüşüm gerçekleştirmiş ve pek çok alanda yapısal reformlar hayata geçirilmiştir. 

Ekonomik Büyüme 

Dünyanın 16. ve Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi olan Türkiye, en güçlü ekonomilerin temsil gösterdiği G-20’nin faal bir üyesidir. Küresel mali kriz nedeniyle birçok dünya ekonomisinin daralma gösterdiği bir dönemde Türk ekonomisi 2008 yılındaki ekonomik yavaşlamanın ve 2009 yılındaki küçülmenin ardından 2010 ve 2011 yıllarında sırasıyla %9,2 ve %8,5 oranında büyüme hızının yakalayarak ÇHC’nin ardından büyüme hızı en yüksek ikinci ülke, Avrupa’nın ismi en hızlı büyüyen ekonomisi durumundadır. 2002-2011 döneminde ortalama büyüme oranı %6 olmuştur. 2012 yılında ilk dokuz aylık dönemde %2,6 oranında büyüme oranı gerçekleşmiştir. 2002 yılında 3492 dolar olan kişi başına düşen GSYH, 2011 sonunda 10.469 dolarak yükselmiş olup henüz kesinleşmemiş 2012 verileri için tahminler yaklaşık 800 milyar dolarlık GSYH ve yaklaşık 10.700 dolarlık kişi başına düşen GSYH’ye işaret etmektedir. Türkiye’nin 2013 yılında %3,5-4,1 ve 2014 yılında %5,0-5,4 oranlarıyla OECD ülkeleri içinde en yüksek büyüme hızını yakalaması beklemektedir. 

Dış Ticaret 

Ekonomik reformlar ve son yıllarda uygulanan komşu ülkeler başta olmak üzere Ortadoğu, Afrika, Uzakdoğu ve Latin Amerika’ya yönelik bölgesel ticareti geliştirme stratejileri sayesinde dış ticaretin hacmi, yapısı ve yönelimi değişmiştir. 

2012 yılında Türkiye 200’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirmiş ve ticaret hacmi 390 milyar dolara yaklaşmış, ihracat ise rekor bir düzeye erişerek 152,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılı için ana hedef, ihracatın 500 milyar dolara, toplam ticaret hacminin ise 1 trilyon dolara çıkartmaktı.   

Yabancı Yatırımlar 

Türkiye, dinamik ekonomisi geliş iç pazarı güçlü sanayisi ve yetişmiş iş gücüyle yabancı yatırımcılara önemli fırsatlar sunmaktadır. 

Ayrıca Türkiye, son 10 yılda hayata geçirilen köklü ekonomik reformlar sayesinde avantajlı bir konuma gelmiştir. Yabancı yatırımcıların tereddüt etmeksizin Türkiye’de yatırım yapması için uygun yasal alt yapı tesis edilmiştir. 

Türkiye’de yabancı yatırımcılara yerel yatırımcılarla aynı haklar ve yükümlülükler veren yasal düzenlemeler yabancı yatırımlar için güvenli bir ortam sağlamaktadır.

Ticaret ve doğrudan yabancı yatırımlar bakımından Türkiye’yi benzersiz kılan özellik, Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya’ya açılan bir kapı özelliği taşımasıdır. Nitekim İstanbul’dan 4 saatlik uçuşla 50’den fazla ülkeye ve dünya ekonomisinin dörtte birini oluşturan geniş bir pazara erişim sağlanabilmektedir. 

Türkiye bürokratik engellerin büyük ölçüde kaldırılması, vergi sisteminde iyileştirilmelerin sağlanması, kar transferinin desteklenmesi ve başarılı özelleştirme programları sayesinde dünyanın önde gelen yatırım merkezlerinden biri haline gelmiştir. 2012 Nisan ayında yeni teşvik sisteminin yürürlüğe girmesiyle daha fazla yabancı yatırım çekilmesi amaçlanmıştır. 

31 Aralık 2012 tarihi itibariyle 32146 adet yabancı sermayeli firma Türkiye’de faaliyette bulunmaktadır. 881 adet yabancı firmanın da ülkemizde irtibat bürosu mevcuttur. 

2012 yılı sonu itibariyle ülkemizdeki toplam doğrudan yabancı yatırım miktarı 130 milyar doları aşmıştır.

Özelleştirme 

Gerçek anlamda rekabetçi bir piyasa ekonomisi oluşturma çalışmaları çerçevesinde Türkiye, özelleştirme süreci son zamanlar da hız vermiştir. Özelleştirme sürecinin altındaki temel felsefe, devletin rolünü sağlık, temel eğitim, sosyal güvenlik, milli savunma ve geniş çaplı alt yapı yatırımlarıyla sınırlamaktır. Yoğun özelleştirme programına, uluslararası yatırımcıların da geniş şekilde katılımları teşvik edilmektedir. OECD ülkeleri arasında özelleştirme sürecini hızla tamamlayan ve yüksek getiri elde eden ülkeler arasında ön sıralarda yer alan Türkiye’de 1986-2003 yılları arasında yaklaşık 8 milyar dolar, 2003-2012 yılları arasında 36,2 milyar dolar olmak üzere 44 milyar dolar civarında özelleştirme uygulaması gerçekleştirilmiştir. 

Müteahhitlik Hizmetleri Türk müteahhitlik sektörü, yurt dışına yatırımlarımızda öncü bir rol oynamaktadır. 2012 yılı sonuna kadar Türk müteahhitlik sektörü balkanlardan Orta Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu ve Afrika’ya kadar beş kıtada 100 ülkede toplam tutarı 242 milyar dolara ulaşan yaklaşık 7 000 proje üstlenmiştir. 2012 yılı itibariyle Türkiye, Dünya'nın en büyük 225 müteahhitlik şirketi içinde 33 firmasıyla Çin’in ardından 2. sırada bulunmaktadır.

Turizm 

Türkiye sahip olduğu zengin coğrafya ve tarihi zenginlikleri nedeniyle sadece kıyı turizminde değil, sağlık, kültür, inanç, spor, mağara, avcılık, yayla ve kongre turizmi gibi alanlarda da güçlü bir alt yapıya sahiptir. 

Dünya’nın ilk 100 turizm ülkesi arasında yer alan Türkiye’ye 2012 yılında 31,8 milyon yabancı ziyaretçi giriş yapmış, turizm geliri 2011’e göre %1,8 artarak 23,4 milyar doları aşmıştır. (Kaynak:2011 T.C Dışişleri Bakanlığı) 

Araştırmaların neticesinde sizlerle paylaşmış olduğum Türk ekonomisinin önemini Mustafa Kemal Atatürk’ün bir cümlesiyle noktalamak istiyorum.

‘Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer bir vatandır. İşte bu memleketi böyle bayındır hale, cennet haline getirecek olan ekonomik etkenler ve ekonomik faaliyetlerdir.’’

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.